9 Eylül 1986
Prof. Dr. Ali Cansu - Mediworld Sağlık TurizmiBlogDiyetisyenOtizm Spektrum Bozukluğunda Beslenme Tedavisi
Mediworld Hakkında

Otizm Spektrum Bozukluğunda Beslenme Tedavisi

Otizm Spektrum Bozukluğu, Nörogelişim bozukluklarından biri olan Otizm Spektrum Bozukluğu (OSB), beyin gelişiminin en hızlı olduğu yaşamın ilk beş yılında ortaya çıkan, sınırlı sosyal iletişim ve etkileşimle karakterize bir bozukluktur.

Erken dönem belirtilerinden bazıları;

  • Aile bireyleri ve sosyal çevreye karşı ilgisizlik
  • Göz kontağının ve karşılıklı gülümsemenin olmaması
  • Bebeklik döneminde ihtiyaçlara yönelik ağlamanın veya nesnelere yönelmenin olmaması
  • Öpülme, kucaklanma ve sevilmeye karşı kayıtsızlık
  • Seslere ve görsel uyaranlara karşı kayıtsızlık
  • Yaşıtlarıyla iletişim kurma konusunda isteksizlik
  • Duyusal uyaranlara karşı aşırı duyarlılık vb. dir.

Tanısı için biyolojik markerler olmaması ve çocukların genellikle yaşamın ilk iki yılı normal gelişim göstermesi nedeniyle yukarıda birkaç örneği verilen belirtiler açısından yakın takip çok önemlidir. Özellikle yaşamın ikinci yılından itibaren aile bireyleri ve doktorlar tarafından erken tanı konulursa bozukluk semptomlarının büyük ölçüde hafifletilmesi mümkündür. Son yıllarda yapılan akademik araştırmaların ve vaka çalışmalarının artması ile toplumsal farkındalık ve diyet tedavisinin önemi artmıştır.

Otizm Spektrum Bozukluğunda Uygulanan Beslenme ve Diyet Tedavileri

  • Gaps Diyeti
  • Kazeinsiz – Glütensiz Diyet
  • Ketojenik Diyet Tedavisi

Tek tek değinecek olursak; neden Gaps diyeti?

Gaps diyeti özellikle geçirgen bağırsak sendromu ve buna bağlı oluşan bozuklukları tedavi etmek amacıyla uygulanan bir diyet tedavisidir. Geçirgen bağırsak sendromu ise çeşitli sebeplerle bozulan bağırsak epitel astarı sonucu bağırsağa besinler dışında toksinlerin, ağır metallerin, kimyasalların, bakterilerin ve antijenlerin geçmesi ile hayati organların yanı sıra beyninde olumsuz yönde etkilenmesine neden olmaktadır. Bunun sonucunda besin alerjileri, otoimmün hastalıklar, vitamin mineral eksiklikleri, irritabl bağırsak sendromu ve otizm spektrum bozukluğu gibi birçok nörolojik bozukluk oluşabilmektedir.

Çocuklarda görülen geçirgen bağırsak sendromunun nedenlerinden biri ise;

Ebeveynden gelen bağışıklık sistemi ve bağırsak florasıdır. Günümüz koşullarında birçok anne adayı çeşitli kimyasal uyarıcılara maruz kalmakta, doğal besin elde etmek zorlaşmakta, kullanılan ilaçların, radyasyonun ve kronik stresin etkisiyle annenin mikrobiyotası zarar görmekte ve genetik olarak yatkınlığı olan çocuklarda otizm spektrum bulgularının artmasına neden olabilmektedir. Bunun nedeni mikrobiyotanın sahip olduğu mikrobiyomların çocuğun stres ve enfeksiyona vereceği tepkiyi belirlemesiyle birlikte mikrobiyotanın temellerinin anne karnında ve emzirme dönemi süresince atılmasıdır. Bu nedenle ebeveynlerin gebelik öncesi sağlık durumunun belirlenmesi ve gerekli görülürse tedavi edilmesi çok önemlidir.

GAPS Diyetinde; işlenmiş gıdalar, fermente olmayan süt ürünleri, beyaz ekmek, kepekli ekmek, tam buğday ekmeği, yufka, lavaş, köy ekmeği, un, bulgur, erişte, şehriye, tarhana, yulaf, arpa, çavdar, hazır maya, şeker ve şekerli besinler, nişastalı sebzeler ve diğer bağırsak florasına zarar veren besinlere yer verilmeyip; fermente süt ürünleri, fermente et ürünleri, fermente sebzeler gibi probiyotik etkisiyle bağırsak duvarını yenileyici ve aynı zamanda antioksidan etkilere sahip besinlerin tüketimi arttırılması ile bağırsak astarının iyileşmesi ve beynin maruz kaldığı toksinlerden arınması sonucu psikolojik ve fizyolojik semptomlar ortadan kalkmaktadır.

Neden Kazeinsiz – Glütensiz Diyet?

Otizm spektrum bozukluğu görülen çocukların birçoğunda sindirim sisteminin bozulması sonucu kazein (süt proteini) ve glüten (buğday proteini)sindirimi gerçekleşmez ve sindirilmemiş protein parçacıkları kana geçerek vücuttaki serbest morfin miktarını artırırlar. Bunun sonucunda çocuklarda göz teması kaybı, öğrenmede azalma, odaklanma problemleri, hiper aktivite gibi birçok otizm spektrum bozukluğu bulgusunun görülmesine neden olmaktadırlar. Eliminasyon diyeti ile sindirilemeyen kazein ve glüten proteinlerinin parçaları azalmakta ve zamanla semptoma bağlı bulgular hafiflemektedir. Diyet tedavisinin etkisinin görülmesi çocuğa göre değişmekle beraber başarı oranı %80’dir.

Otizm spektrum bozukluğu olan çocuklarda genellikle elimine etmek istediğimiz; süt ve süt ürünleri, şeker ve şekerli besinler, buğday ürünlerine karşı düşkünlük olmasının yanı sıra bu besinlerin sindirilmemiş protein parçalarının yaptığı etki sonucu çocuğun beslenmesinden bu gıda gruplarının aynı anda kesilmesi yoksunluk sendromuna neden olacaktır. Bu nedenle;

Beslenme programından ilk önce kazein çıkarılır ve iki hafta içerisinde olumlu etkileri gözlenmeye başlanır. Kazeinsiz beslenme programının başlangıcından 2-4 hafta sonrasında ise beslenme programından glüten çıkarılmaktadır. Soya, şeker ve şekerli besinler, hazır gıdalar ise beslenme tedavisinin başlangıcında çıkarılabilmektedir. Çıkarılan tüm bu besinlerin yerine alternatifleri beslenme uzmanı tarafından beslenme programına eklenmeli ve çocuğun büyüme ve gelişimi yakından takip edilmelidir.

Neden Ketojenik Diyet?

Otizm spektrum bozukluğu olan çocukların birçoğunda diğer çocuklara kıyasla epilepsiye yatkınlığın daha fazla olduğu yapılan klinik çalışmalarla gösterilmektedir. Otizmli çocukların yaklaşık %25’i kliniklerde nöbet nedeniyle tedavi görmektedir. Epilepsi nöbetlerinin tedavisinde kullanılan ketojenik diyet tedavisinin nöbetlerin sayısını ve şiddetini azaltmanın yanı sıra hiperaktivite, odaklanma ve duygu duruma da olumlu etkilerinin görülmesi sonucu otizmli çocuklara uygulanmaya başlanmış ve olumlu sonuçlar alınmıştır.

Ketojenik diyet tedavisinde besin kaynakları daha çok uzun zincirli yağ asidi içeren gıdalardan oluşmakta, protein sağlıklı büyüme ve gelişme için gereken miktarda tutulmakta, karbonhidrat içeren besinler ise önemli ölçüde sınırlandırılmaktadır.

Etkisi nasıl olur?

Akademik çalışmalar sonucunda otizmde mikrobiyal profilin otizmli olmayan bireylere göre farklı olduğu bu nedenle glikoz metabolizmasındaki bir bozukluğun semptomlara yol açtığı ve ketojenik diyetin mikrobiyotayı değiştirerek mitokondrial profili iyileştirdiği ve mikrobiyota-beyin arasındaki ilişkiyi düzenleyerek otizm spektrum bozukluğunda görülen bilişsel, davranışsal ve biyokimyasal bulguları hafiflettiği görülmüştür.

Beslenme tedavisinin etkilerini artırmak amacıyla multivitamin suplamentlerine ek olarak kullanıla bilinecek takviyeler;

Yağ asidi Takviyesi

Otizmli çocukların birçoğunda n-6/n-3 (Araşidonik asit / Eikosapentaenoik asit) oranının artmış olduğu görülmüştür. Otizmde karşılaşılan sorunların kısmi olarak vücutta omega-3 yağ asitlerinin eksikliği sonucu oluşabileceği ve supleman olarak alımının otizm semptomlarının iyileştirilmesine katkıda bulunacağı tahmin edilmektedir.

Mineral Takviyesi

Otizmli çocukların birçoğunda; plazma çinko ve bakır düzeylerinin diğer çocuklardan daha düşük olduğu belirlenmiştir. Bu durumun otizmli bireylerin çoğunda görülen aşırı hareketlilik, dürtüsellik ve konsantrasyon güçlüğüne neden olabileceği düşünülmektedir. Bu nedenle beslenme programı bakır ve çinko açısından desteklenmeli ve gerekirse ek takviye yapılması tercih edilmektedir.

Probiyotik Takviyesi

Otizmli çocuklarda probiyotik kullanımının; gut mikrobiyatasını iyileştirici, inflamasyonu azaltıcı, epitelyal bariyer fonksiyonunu düzelteci ve davranışsal semptomları iyileştiren etkilerinden dolayı probiyotik besinlerin kullanımının artırılması, gerekirse takviye yapılması tercih edilmektedir.

Diyet tedavisinin olumlu etkileri nasıl görülecek?

Diyet tedavisinin etkileri çocuktan çocuğa değişmekle birlikte; beslenme tedavisi ile desteklenen yoğun bir özel eğitim, kaynaştırma, duyu bütünleme terapisi, dil ve konuşma terapisinin sonucunda çocuklarda görülebilecek etkilere tek tek bakacak olursak;

  • Göz teması artacak
  • Ekolali (söyleneni tekrarlama) azalıp diyalog ve sosyal iletişim zamanla artacak
  • Otizmli çocuklar çevreden gelen seslere karşı yeterli tepki veremezler ya da tamamen duyarsız kalırlar bu durum zamanla düzelecek
  • Otizmli çocuklar daha bebeklik çağından itibaren kucağa gelmeye, öpülmeye, sevilmeye ilgi duymaz. Bu durum zamanla azalacak olup, aileye ve çevreye olan ilgi artacak
  • Tekdüzelikten yana olan, basmakalıp davranışlar sergileyen ve rutinlerinin bozulmasından rahatsız olan çocuklar zamanla yeniliklere karşı daha az tepki vermeye başlayacaklar
  • Nedensiz gülme ve ağlamalar zamanla azalacak
  • Tehlikelere karşı duyarsızlık ve duygusal hissizlik zamanla azalacak
  • Öfke nöbetleri, kendi kendine zarar vermeler azalacak
  • Aşırı hareketlilik ve içine kapanma zamanla azalıp, çevreye olan ilgi artacak

Tüm otizmli çocuklarda değişik seviyelerde olumlu etkileri görülen beslenme tedavilerinin başarı oranı %70 olup mutlaka bir beslenme uzmanı tarafından yakın takip ile sürdürülmesi gerekmektedir.

Bu içeriği paylaşın >
Deneyiminizi geliştirmek için sitemizde çerezleri kullanıyoruz. Detaylı bilgi için gizlilik politikası sayfamızı ziyaret edebilirsiniz.